FİNTEO MAG Aralık 2025 ÖZEL - 2026’ya Bakış

FİNTEO MAG Aralık 2025 ÖZEL - 2026’ya Bakış

01-12-2025
43

TCMB’nin Aralık ayında gerçekleştirmesi planlanan yılın son PPK toplantısı, piyasalarda yakından takip ediliyor. Resmi takvimde Aralık ayı için birden fazla toplantı tarihi bulunsa da, genel beklenti bu dönemde yapılacak toplantıdan gelecek mesajların, 2026’nın ilk çeyreğine dair önemli bir yönlendirme sunacağı yönünde.

Piyasa aktörleri, enflasyonla mücadele duruşunun ve OVP hedefleriyle uyumun toplantı sonrası iletişimde yeniden vurgulanmasını bekliyor. Finans yöneticileri açısından, açıklanacak politika çerçevesi; 2026 bütçelerinde kullanılan kur ve faiz varsayımlarının güncellenmesi, ticari kredi maliyetlerinin değerlendirilmesi ve işletme sermayesi planlamalarının revizyonu açısından kritik bir referans niteliği taşıyor.

Genel beklenti, para politikasındaki sıkı duruşun korunmaya devam edeceği yönünde olsa da, nihai değerlendirme toplantı sonrası yapılacak resmi açıklamaya göre şekillenecek.

Aralık ayı, küresel para politikası açısından yılın en belirleyici dönemlerinden biri. Hem ABD Merkez Bankası (FED) hem de Avrupa Merkez Bankası (ECB), yıl sonuna yakın tarihlerde gerçekleştireceği para politikası toplantılarında piyasalara 2026’ya yönelik ilk sinyalleri vermesi beklenen kurumlar arasında yer alıyor.

Piyasa katılımcıları, 2025 boyunca öne çıkan “yumuşak iniş” senaryosunun ne ölçüde gerçekleştiğini ve 2026’da olası bir parasal gevşeme döngüsünün zamanlamasına dair ipuçlarını arıyor olacak.

Her iki merkez bankasının da mevcut iletişim çerçevesi, “sıkılaşmanın sona yaklaştığı” ve “veri odaklı izleme” dönemine geçişe işaret ediyor. Bu toplantılardan gelecek mesajlar; Dolar/Euro paritesi başta olmak üzere G10 para birimleri, küresel emtia fiyatları ve sermaye akımları üzerinde etkili olmaya devam edecek. Özellikle döviz cinsi borçlanan veya dış ticaret hacmi yüksek şirketler için, açıklanacak projeksiyonlar ve olası “nokta tahminler” (dot plot) önemli bir referans oluşturacak.


Makale içeriği

 

TBMM Genel Kurulu’nda devam eden 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi görüşmelerinin Aralık ayı içerisinde tamamlanarak Genel Kurul’dan geçmesinin beklendiği bir döneme girildi. Bu süreç; 2026 yılına ilişkin harcama öncelikleri, gelir projeksiyonları ve mali disiplin çerçevesine yönelik temel politikaların şekillenmesi açısından kritik önem taşıyor.

Finans ve muhasebe yöneticileri açısından bütçenin netleşmesi; kurumlar vergisi, KDV ve ÖTV gibi temel vergi kalemleriyle ilgili güncel düzenlemeleri, olası teşvik ve destek programlarının (SGK, yatırım vb.) sürdürülebilirliğini ve kamu alacaklarına yönelik yaklaşımı değerlendirmek için önemli bir referans sunuyor. Son aşamada onaylanacak bütçe, şirketlerin 2026 yılı mali planlamasına temel teşkil edecek çerçevenin de oluşmasına katkı sağlayacak.


Makale içeriği

 

2026 yılı bütçeleri ve yeni yıl hedefleri belirlenirken, IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşların son makroekonomik raporları dikkate alınıyor. Bu raporlara göre, küresel ekonomi için 2026 yılında yavaş ve kırılgan bir büyüme olabileceği öngörülüyor. Enflasyonun düşüş eğiliminde olması olumlu bir gösterge olarak değerlendiriliyor, ancak büyüme hızının tarihsel ortalamaların altında kalabileceği tahmin ediliyor.

Bu çerçevede, Türk şirketlerinin finans liderleri için 2026’da önceliklerin operasyonel dayanıklılık (resilience) ve verimlilik üzerine odaklanması bekleniyor. CFO’lar için maliyetleri optimize etmek, tedarik zinciri risklerini yönetmek ve güçlü bir nakit akışı pozisyonunu sürdürmek kritik olacak. Ayrıca, yüksek seyretmesi olası finansman maliyetleri, özkaynak kârlılığının önemini artırıyor.


Makale içeriği

 

Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) yürüttüğü Dijital Euro projesinde (CBDC – Merkez Bankası Dijital Parası) pilot uygulama fazı devam ediyor. Aralık ayında, bankalar arası “toptan” (wholesale) transferler ve akıllı sözleşmelerle programlanabilir ödemeler üzerine yapılan testlerin ön sonuçlarının paylaşılması bekleniyor.

Başlangıçta öncelikli olarak bankacılık sektörünü ilgilendiren bu uygulamanın, AB ile ticaret yapan şirketler açısından potansiyel etkileri bulunuyor. Dijital Euro’nun sınır ötesi ticarette kullanımı, aracı banka maliyetlerini azaltabilir, transfer sürelerini kısaltabilir ve ödeme süreçlerini otomatikleştirebilir. Bu nedenle FinTek ekosistemi, pilot uygulamanın sonuçlarını yakından takip ediyor.


Makale içeriği

 

Borsa İstanbul, geleneksel olarak “Noel Baba Rallisi” veya “Yıl Sonu Rallisi” olarak adlandırılan pozitif bir döneme yaklaşırken, analistler 2025’in son çeyreğinde özellikle ihracatçı ve bankacılık sektörlerinde açıklanacak bilançolar ile 2026 temettü beklentilerinin hisse senedi piyasası üzerinde destekleyici bir etki yaratabileceğini öngörüyor.

Ancak bu ralli beklentisi risksiz değil. Küresel merkez bankalarının (FED/ECB) olası daha “şahin” bir duruş benimsemesi, küresel risk iştahını azaltabilir ve gelişmekte olan piyasalardan fon çıkışına yol açabilir. Ayrıca jeopolitik gelişmeler de piyasalar için takip edilmesi gereken bir risk faktörü olarak öne çıkıyor. Finans yöneticileri açısından bu dönem, şirket portföyleri ve olası halka arz veya sermaye artırımı planlarının dikkatle yönetilmesini gerektiren bir süreç olarak değerlendiriliyor.


Makale içeriği

 

Uluslararası araştırma kuruluşu Gartner’ın raporlarına göre, finansal risk yönetiminde (FRM) yapay zekâ kullanımı 2025’in son çeyreğinde artış gösterdi. Özellikle kredi riski skorlaması ve siber dolandırıcılık (fraud) tespiti için geliştirilen yeni nesil YZ modellerinin, geleneksel yöntemlere kıyasla daha yüksek doğruluk sağlayabileceği öngörülüyor.

Bu gelişmeler, YZ’nin yalnızca bir “yardımcı araç” olmaktan öte, finans süreçlerinde daha aktif bir rol oynayabileceğine işaret ediyor. 2026’da, sadece büyük bankaların değil, KOBİ ölçeğindeki şirketlerin finans departmanlarının da, özellikle nakit akışı tahminlemesi ve müşteri risk analizinde YZ tabanlı FinTek çözümlerini denemesi ve değerlendirmesi bekleniyor. Bu durum, muhasebe ve finans profesyonellerinin veri analizi yetkinliklerini güçlendirmesini gerektirebilir.


Makale içeriği

 

2025 yapay zekanın yılı olduysa, 2026’nın öne çıkan trendlerinden biri "Otonom Temsilciler" (Agentic AI veya Multi-Agent Systems) olarak öngörülüyor. Gartner ve Bernard Marr gibi trend analistlerine göre, bu sistemler basit görevleri otomatikleştiren RPA'lardan (Robotic Process Automation) farklı olarak, karmaşık iş süreçlerini baştan sona yönetebilen dijital çalışanlar olarak değerlendiriliyor.

Finans departmanları için bu trend, fatura işleme, mutabakat, tedarikçi ödeme takibi ve basit compliance (uyum) kontrolleri gibi iş akışlarını yürütebilen otonom YZ temsilcilerinin kullanımının artması anlamına geliyor. Finans yöneticilerinin 2026 ajandasında, bu yeni teknolojilerin mevcut ERP ve finans sistemleriyle nasıl entegre edileceğini planlamak önemli bir konu olacak.


Makale içeriği

 

2024’te yasalaşan ve 2025 boyunca uyum süreçleri devam eden yeni Kripto Varlık Hizmet Sağlayıcıları (KVHS) düzenlemesi, Aralık ayında vergilendirme boyutuyla gündeme gelmesi bekleniyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın, 2026’da yürürlüğe girmesi öngörülen kripto varlık kazançlarının vergilendirilmesine yönelik taslak çalışmalarını tamamlaması öngörülüyor.

Muhasebe ve finans yöneticileri için öne çıkan sorular şunlar: Şirket bilançosunda tutulan kripto varlıklar nasıl değerlenecek? Alım-satım kazançları 'stopaj' (kaynakta kesinti) yoluyla mı, yoksa 'gelir vergisi beyannamesi' ile mi vergilendirilecek? Yıl sonu kapanışları öncesinde bu belirsizliklerin netleşmesi, şirketlerin 2026 vergi planlamaları açısından kritik önemde.


Makale içeriği

 

2026'nın öne çıkan trendlerinden biri, finans departmanlarının ESG (Çevresel, Sosyal ve Yönetişim) raporlamasına daha fazla odaklanması olacak. Avrupa Birliği'nin Sınırda Karbon Düzenlemesi (CBAM) ve yerel düzenlemeler (SPK, KGK) çerçevesinde, şirketlerin karbon ayak izleri, su tüketimleri ve sosyal etki metriklerini finansal raporlar kadar detaylı şekilde takip etmesi bekleniyor.

Bu durum, "Yeşil Finansman" (Green Bonds, Sustainability-Linked Loans) gibi yeni finansman araçlarının kullanımını da etkileyebilir. Ancak bu fonlara erişim, şeffaf ve denetlenebilir ESG verisi sunabilen şirketler için daha mümkün hâle gelecek. 2026'da finans departmanlarının, sürdürülebilirlik verilerini toplamak, doğrulamak ve raporlamak için yeni Sustainable Fintech çözümlerini değerlendirmesi öngörülüyor.

UYARI:

Bu makale, genel bilgilendirme ve farkındalık kazandırma amacıyla hazırlanmıştır. Güvenilir kaynaklardan derlenen bilgi ve trendlerin analitik öngörülerine dayanmaktadır. İçerik, yatırım, finansal veya ticari tavsiye niteliği taşımaz. Lütfen kendi mali durumunuzu ve hedeflerinizi dikkate alarak bağımsız araştırma yapınız ve uzmanlardan destek alınız.

Benzer Blog Yazıları