Son yıllarda yapay zeka alanında yaşanan gelişmeler, küresel teknoloji yarışını yeni bir boyuta taşıdı. ABD, Avrupa ve Çin arasında yapay zeka alanındaki rekabet giderek artarken, az bilinen bir Çin yapay zeka laboratuvarı olan DeepSeek, oyunun kurallarını değiştirebilecek bir yükselişe imza attı. Özellikle düşük maliyetli ve uygun donanımlarla üstün performans sağladığı iddiasıyla dikkat çeken DeepSeek, yalnızca teknolojik değil, aynı zamanda ekonomik açıdan da küresel dengeleri yeniden şekillendirebilir.
DeepSeek’in geliştirdiği R1 modeli, ileri düzey matematiksel akıl yürütme, kodlama ve problem çözme becerileriyle yalnızca teknoloji dünyasında değil, finans dünyasında da büyük yankı uyandırdı. Bu modelin, OpenAI’nin GPT-4’ü ve Meta’nın Llama 3.1’i gibi önde gelen modelleri geride bıraktığı iddiaları, ABD merkezli büyük projelerin temel ekonomik varsayımlarını sorgulatıyor.
DeepSeek’in iddiaları arasında özellikle düşük maliyetli geliştirme süreçleri dikkat çekiyor. Şirket, modelini yalnızca 6 milyon doların altında bir maliyetle ve ABD’nin uyguladığı ihracat kısıtlamalarına takılmamak için Nvidia’nın düşük kapasiteli H800 GPU’larını kullanarak geliştirdiğini belirtiyor. Eğer bu doğruysa, AI geliştirme süreçlerindeki yüksek maliyet bariyerlerini yıkarak sektörde köklü bir değişime neden olabilir.
ABD, yapay zeka yarışında liderliği elinde tutmak için birçok devasa projeyi hayata geçirdi. Bunların başında Stargate US projesi geliyor. Yaklaşık yarım trilyon dolarlık bir yatırım bütçesi ile dikkat çeken bu proje, yapay zeka teknolojisinin ABD ekonomisinin her alanına entegrasyonunu hedefliyor.
Stargate US, ABD’nin en büyük teknoloji ve finans devleriyle ortak bir şekilde yürütülüyor. Projenin baş ortakları arasında SoftBank ve OpenAI yer alıyor; SoftBank mali sorumluluğu üstlenirken, OpenAI operasyonel sorumluluğu taşıyor. Stargate projesinde ayrıca SoftBank’ın CEO’su Masayoshi Son başkanlık görevini üstleniyor.
Projenin ilk sermaye fon sağlayıcıları SoftBank, OpenAI, Oracle ve MGX’tir. Arm, Microsoft, NVIDIA, Oracle ve OpenAI ise Stargate’in temel teknoloji ortaklarıdır. Bunun yanı sıra, Oracle, NVIDIA ve OpenAI bu projede gelişmiş bilgi işlem sistemlerini kurmak ve işletmek için yakın bir iş birliği içerisindedir. NVIDIA ve OpenAI arasında 2016 yılına kadar uzanan derin bir ortaklık bulunurken, OpenAI ve Oracle arasındaki daha yeni iş birliği de bu projenin önemli bileşenlerinden biridir.
21 Ocak 2024'te, OpenAI Stargate Projesi’nin resmi lansmanını duyurdu. OpenAI CEO’su Sam Altman, bu projeyi “geleceği şekillendirecek bir girişim” olarak nitelendirdi ve bu duyuru sırasında projeye yönelik ilk büyük adımları açıkladı. Açıklamada, Stargate US'in yalnızca teknolojik rekabeti değil, aynı zamanda etik yapay zeka uygulamalarını da önceliklendireceği vurgulandı.
Projenin temel hedefleri arasında:
Bu devasa bütçeli proje, ABD’nin küresel teknoloji liderliğini korumak için tasarlandı. Ancak bu denli yüksek bütçeli bir projeye rağmen, DeepSeek gibi daha az maliyetle yüksek performans elde eden alternatiflerin ortaya çıkması, Stargate’in etkinliğini sorgulatıyor.
DeepSeek’in başarısı, yalnızca teknoloji sektörünü değil, finans piyasalarını da doğrudan etkiledi. Nvidia, yapay zeka çiplerinin en büyük sağlayıcısı olarak bilinirken, DeepSeek’in iddiaları Nvidia’nın yüksek kapasiteli GPU’lara olan talebini düşürebileceği endişesi yarattı. Bu durum, Nvidia hisselerinin bir günde %15’in üzerinde değer kaybetmesine neden oldu.
Bununla birlikte, Stargate US gibi dev projelerle kıyaslandığında, DeepSeek’in yalnızca 6 milyon dolarlık bir bütçe ile benzer bir başarı yakalama iddiası, ABD’nin AI sektörüne yatırdığı milyarlarca doların geri dönüşünü tartışmaya açıyor. Özellikle Stargate projesinin savunma ve eğitim gibi geniş çaplı alanları kapsayan yüksek riskli bir yatırım stratejisi olduğu göz önüne alındığında, teknoloji devlerinin ve yatırımcıların bu projeden beklentileri oldukça yüksek.
DeepSeek’in yükselişi, yalnızca ekonomik değil, jeopolitik bir risk faktörü olarak da değerlendiriliyor. Daha önce Huawei ve TikTok gibi örneklerde olduğu gibi, Çin’in yapay zeka teknolojilerindeki ilerlemeleri, ABD ve Batı dünyasında ulusal güvenlik endişelerini tetikliyor. DeepSeek’in açık kaynaklı bir yapay zeka modeli sunma iddiaları, teknolojik inovasyonu demokratikleştirme vaadi taşırken, aynı zamanda istihbarat toplama veya propaganda amacıyla kullanılabileceği korkularını da beraberinde getiriyor.
ABD’nin bu rekabet karşısında nasıl bir strateji benimseyeceği kritik bir önem taşıyor. Yapay zeka inovasyonunda liderliği elinde tutmak isteyen ABD, bu alanda yalnızca büyük altyapı projelerine odaklanmak yerine, kaynak verimliliği ve açık kaynak stratejilerini değerlendiren bir yaklaşımı benimsemek zorunda kalabilir.
DeepSeek’in yükselişi, hem bireysel hem de kurumsal yatırımcılar için karmaşık bir tablo çiziyor:
DeepSeek’in ortaya koyduğu ekonomik ve teknolojik meydan okuma, ABD ve küresel ekonomi için hem tehditler hem de fırsatlar sunuyor. Performans ve verimlilik iddialarının doğrulanması, yalnızca yapay zeka sektörünün değil, aynı zamanda küresel ekonomik dengelerin nasıl şekilleneceği üzerinde de belirleyici olacak.
ABD ve diğer ülkeler, bu rekabeti yalnızca bir risk olarak görmek yerine, daha sürdürülebilir ve kapsayıcı bir yapay zeka ekosistemi yaratmak için bir fırsat olarak değerlendirmelidir. Yatırımcılar içinse bu süreç, geleneksel piyasa anlayışının ötesine geçip risk yönetimi ve çeşitlendirme stratejilerini yeniden düşünme zamanı olabilir.
İlginizi çekebilecek diğer yazılar:
Liang Wenfen: Çin'in OpenAI Rakibi DeepSeek'in Kurucusu
Yapay zekanın Sürdürülebilir Finansa Etkileri
Yapay Zeka ve İş Dünyası: Gelecekte Hangi Meslekler Öne Çıkacak?