Büyük Sessizlik Kuramı Nedir?

Büyük Sessizlik Kuramı Nedir?

02-06-2025
18

1940’lı yıllarda İtalyan asıllı Amerikalı fizikçi Enrico Fermi, evrende milyarlarca galaksi ve gezegen olmasına rağmen neden hâlâ başka bir uygarlıkla karşılaşmadığımızı sorguladı. Bu sorgulama, bilim tarihine Fermi Paradoksu veya diğer adıyla Büyük Sessizlik Kuramı olarak geçti. Bu kurama göre; istatistiksel olarak evrende başka uygarlıkların var olması çok yüksek bir olasılık olsa da, buna dair hiçbir iz, sinyal ya da temas yoktur. Kısaca: “Neredeler?”

Bu teori yalnızca uzay biliminde değil, sosyoloji, psikoloji ve ekonomi gibi disiplinlerde de metaforik bir pencere açtı. Neden bazı durumlarda büyük sorunlar karşısında toplumdan hiç ses çıkmaz? Ekonomik krizler, toplumsal eşitsizlikler, gelir adaletsizliği, büyük iflaslar, hatta pandemi gibi kitlesel etkilerde bile bazen kitlelerin sessizliğe gömülmesi, bu kuramla paralel bir şekilde “ekonomik sessizlik” veya “sosyoekonomik paradoks” olarak yorumlanır oldu.

Büyük Sessizlik Kuramı’nın Ekonomi Üzerindeki Yansımaları

Büyük Sessizlik Kuramı, ekonomik anlamda ilk olarak 2008 Küresel Finans Krizi döneminde tartışılmaya başlandı. Dünya genelinde milyonlarca insan işsiz kalırken ve büyük şirketler iflas ederken, belirli toplumlarda bu yıkıma karşı ciddi bir kitlesel direniş veya tepki gelmedi. Bu durum, bazı sosyologlar tarafından “ekonomik şok karşısında kitlesel uyuşma” olarak değerlendirildi.

Benzer bir şekilde, hiperenflasyon yaşayan ülkelerde –örneğin Venezuela veya Zimbabwe gibi örneklerde– halkın geniş kesimlerinin çaresizlikten kaynaklanan sessizliğe bürünmesi, Büyük Sessizlik Kuramı'nın toplumsal ekonomik versiyonu olarak görülebilir.

Yani; sorun büyüdükçe, tepkiler azaldı.

Türkiye'deki Sessizlik: Mahfi Eğilmez'in Perspektifi

Ekonomist Mahfi Eğilmez, bu evrensel kuramı Türkiye’nin mevcut ekonomik durumuna uyarlayarak dikkat çeken bir yazıya imza attı: “Büyük Sessizlik Kuramı” başlıklı yazısında Eğilmez, artan hayat pahalılığı, düşen alım gücü ve gelir dağılımındaki çarpıklıklara rağmen toplumun sessiz kalmasını Fermi Paradoksu ile ilişkilendiriyor.

Eğilmez, geçmişte Türkiye’de gelir seviyelerinin düşük olmasına rağmen yaşamın pahalı olmadığını, dolayısıyla alım gücünün daha yüksek olduğunu ifade ediyor. Ancak son yıllarda enflasyonun hızla arttığını, büyümenin yavaşladığını ve özellikle orta sınıfın yok olduğunu belirtiyor. Buna karşın, halkın büyük çoğunluğundan bu duruma karşı anlamlı bir tepki gelmediğini, sessizce artan fiyatlara uyum sağlandığını vurguluyor.

Mahfi Eğilmez Ne Diyor?

 

  • Fermi Paradoksu’ndan ilham alıyor: Eğilmez, evrende uygarlık ihtimali yüksek olmasına rağmen hiç iletişim olmamasını çelişki olarak tanımlayan Fermi Paradoksu'nu Türkiye’nin ekonomik sessizliğiyle bağdaştırıyor.
  • Satın alma gücünün erimesi: Türkiye’de artık özel okul ücretleri gibi kalemlerin Avrupa’nın bile üzerine çıktığını, buna rağmen ciddi bir tepki yükselmediğini belirtiyor.
  • Gelir dağılımındaki uçurum: Nüfusun yaklaşık dört eşit parçaya bölünerek çok farklı gelir seviyelerinde yaşadığını (Portekiz’den Mısır seviyesine kadar), buna karşın fiyatların neredeyse evrensel düzeyde yüksek olduğunu anlatıyor.
  • Satın alma gücü illüzyonu: Satın alma gücünün yüksek göründüğünü ama bunun kur manipülasyonuna dayandığını, gerçek anlamda halkın refah seviyesinin düştüğünü ifade ediyor.
  • Toplumun sessizliği: Tüm bu ekonomik olumsuzluklara rağmen halkın sessizliğini “Türkiye’ye özgü büyük sessizlik” olarak tanımlıyor. Bu sessizliği ise üç şekilde açıklıyor: kabulleniş, çaresizlik ve alışkanlık.

Sessizlik Bir Tepki Türü müdür?

Mahfi Eğilmez’in yaklaşımı, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik durumu farklı bir perspektiften değerlendirmeye olanak sağlıyor. Büyük Sessizlik Kuramı, belki de ekonomik bir davranış biçimi olarak toplumların kriz zamanlarında sergilediği tepkisizliği anlamak için önemli bir metafor.

Belki de asıl soru şu: Toplumsal sessizlik bir uyum sağlama mekanizması mı, yoksa görünmeyen bir çığlık mı?

Mahfi Eğilmez’in Yazısı: Büyük Sessizlik Kuramı

Benzer Blog Yazıları