GIG ekonomisi, kısacası, proje bazlı, geçici iş fırsatları demek. "GIG" kelimesi, aslında müzisyenlerin tek seferlik konserlerini ifade ederken, artık herhangi bir alandaki geçici işler için kullanılıyor. Uber sürücüsünden freelance yazılımcıya, birçok meslek dalı bu ekonomi modeline dahil olabiliyor. Crowdwork ise bu modelin bir alt kolu gibi; internet üzerinden, kalabalık bir grup insanın, küçük görevler yaparak para kazandığı bir sistem.
Bu yeni düzen, herkesin kendi patronu olabileceği, istediği yerden çalışabileceği bir hayat vaat ediyor. Ancak bu parlak madalyonun bir de öbür yüzü var tabii.
Artılarıyla, Eksileriyle: GIG Ekonomisi ve Crowdwork
GIG ekonomisinin cazibesi şüphesiz esnek çalışma saatleri, lokasyon bağımsızlığı ve çeşitlilikte yatıyor. Dünyanın öbür ucundaki biriyle çalışmak, farklı projelerde yer almak gibi imkanlar da insanın fırsatlarını genişletiyor. Ayrıca, pandemi döneminde birçok kişinin kurtarıcısı oldu bu model.
Ancak, bu özgürlüğün bir bedeli var. Güvencesiz çalışma koşulları, gelirdeki belirsizlikler ve sosyal güvenlik haklarının eksikliği, bu parlak tablonun gölge yüzleri.
İşin hukuki boyutuna gelirsek, iş hukuku açısından bakıldığında, GIG ekonomisi ve crowdwork biraz "gri alan"da kalıyor. Yani, mevcut yasalar bu yeni çalışma modellerini tam olarak tanımlayıp, koruma altına almakta zorlanıyor. İşçi miyiz, freelancer mı, yoksa kendi işimizin patronu mu? Bu soruların cevapları hâlâ netleşmiş değil.
Dünyadan ve Türkiye'den Örneklerle GIG Ekonomisi
Dünya genelinde ve Türkiye'de, bu modelin popülerliği artıyor. Uber, Airbnb gibi global devlerin yanı sıra, Yemeksepeti, Getir gibi yerel örnekler de var. Ancak bu işin içinde olanlar için hak arayışı devam eden bir mücadele. ABD’de Uber sürücülerinin işçi hakları için verdiği hukuk mücadeleleri, bu konuda atılmış önemli adımlar arasında.
Küresel Katılım: Freelancer Union ve Upwork tarafından yapılan bir araştırmaya göre, ABD'de yetişkin çalışanların yaklaşık %35'i, yani 55 milyon kişi, gig ekonomisinde aktif olarak çalışıyor. Bu oran, son birkaç yıl içinde istikrarlı bir şekilde artış gösteriyor.
Pandemi Etkisi: COVID-19 pandemisi sırasında, birçok sektörde çalışma şekilleri değişikliğe uğradı. McKinsey Global Institute'un bir raporuna göre, pandemi döneminde serbest meslek sahiplerinin ve bağımsız çalışanların sayısı önemli ölçüde arttı. Pandemi, gig ekonomisine geçişi hızlandıran bir katalizör görevi gördü.
Teknoloji ve İnovasyon: Deloitte'un bir araştırmasına göre, işverenlerin %77'si gelecek 3 yıl içinde serbest çalışanların iş gücündeki payının artacağını öngörüyor. Bu, teknolojinin iş bulma ve iş yapma şekillerini nasıl değiştirdiğinin bir göstergesi.
Türkiye Perspektifi: Türkiye'de de GIG ekonomisi ve crowdwork giderek daha fazla popülerlik kazanıyor. Özellikle gençler ve yeni mezunlar arasında, esnek çalışma saatleri ve çeşitli projelerde deneyim kazanma fırsatı nedeniyle tercih ediliyor. Ancak, bu alanda yapılan resmi istatistiksel çalışmaların sayısı sınırlı.
GIG Ekonomisi Çalışma Hayatını Nasıl Değiştiriyor?
Sonuç olarak, GIG ekonomisi ve crowdwork, hem fırsatlar sunuyor hem de yeni zorluklar çıkarıyor karşımıza. Bu yeni model, çalışma hayatının geleceğinde büyük bir yer tutacak gibi. Ancak bu geleceğin daha adil ve sürdürülebilir olması için, hukuki düzenlemelerin ve sosyal güvencelerin güçlendirilmesi büyük önem taşıyor.